Mamoru Oshii'nin 1995 tarihli siberpunk başyapıtı Ghost in The Shell, teknolojik olarak çok ilerlemiş ve insan ile cyborg arasındaki farkın oldukça inceldiği bir toplumda öz kimlik sorunu gibi oldukça kapsamlı felsefi teması, animasyon kalitesi ve müzikleri ile anime tarihinin en iyi filmlerinden biri. Kendisinden sonra gelen animasyon filmleri ve hatta Hollywood filmlerine önemli etkileri olan Ghost In The Shell, 22 yıl sonra 2017 yılında Hollywood tarafından da sinemaya uyarlanıyor.
Artık kült anime statüsünde olan film, Sektör 9 olarak bilinen bir asayiş biriminin "Kuklacı" (Puppet Master) olarak bilinen gizemli bir bilgisayar korsanını yakalamaya çalışmasının hikayesini anlatıyor. Masamune Shirow'un 1989 yılında yayınlanmaya başlayan aynı isimli mangasından uyarlana filmde ana karakter Binbaşı Motoko Kusanagi, ekibi ile beraber "Kuklacı"nın izini sürüp yakalasa da, kendisini politik entrika ve örtbaslarla dolu bir sarmalın içinde buluyor.
Filmdeki Binbaşı Motoko Kusanagi, anime'deki 20li yaşlarının başında ve daha çok ergenlere hitap eden Motoko'ya göre yaş ve karakter olarak çok daha olgun bir karakter olarak dizayn edilmiş. Motoko'nun geleneksel cinsiyet rollerini reddeden tasarımı, anime tarihinin en güçlü kadın karakterini yaratmış (gerçi anime'de Motoko'yu tasarlayan ekip Motoko'nun dişil ama dişi olmadığını da söylüyorlar). Filmdeki Motoko aynı zamanda özellikle mangadakinin aksine hemen hemen hiçbir yüz ifadesi olmayan, oyuncak bebek gibi bir cyborg olarak tasfir edilmiş. Örneğin film boyunca Kusanagi neredeyse hiç göz kırpmıyor.
Filmde insanların beyin de dahil tüm vücudunun sibernetik organlarla değiştirilebildiği 2133 yılındaki dünyada, insanlar ile robotlar arasındaki en önemli fark "ghost" (hayalet). Çocukluğunda geçirdiği bir kaza nedeniyle tüm vücudu sibernetik olan Motoko'nun kendi "hayalet"inin insanlığı konusunda ciddi kuşkuları var. Bu kuşkular zamanla, aslında kendisinin tamamen sibernetik olmasına rağmen yapay geliştirilmiş anılar ile aslen insan olduğunu sanan bir robot olduğunu düşünecek derecede paranoya haline gelmiş.
-- Dikkat aşağısı spoiler içerir --
Filmde kovaladıkları ve sonradan internetin devasa evreninde "bilinç" kazanmış bir yapay zeka olduğunu öğrendiğimiz, Motoko gibi kendi varlığının kökenini sorgulayan "kuklacı" ile filmin sonunda "birleşen" Motoko, artık fiziksel bir varlığa bağlı olmadan varolabilen, net üzerinde bir varlığa dönüşüyor.
Ghost In The Shell'in felsefi konsepti ise Arthur Koestler'in 1967 tarihli The Ghost in the Machine kitabından alınma. Kitabın başlığı ise filozof Gilbert Ryle'ın Kartesyen Zihin - Vücut dualitesini açıklamak için yarattığı bir deyim.
-- Dikkat yukarısı spoiler içerir --
Filmin genel dokusunda önemli yer tutan mekan ise Hong Kong baz alınarak tasarlanmış. Oshii filmde, Hong Kong'da gerçekten bulunan cadde ve sokaklardan modellediği mekanlar kullanmış. Hong Kong gerçekten de tabelaların, binaların ve bitmek bilmez gürültünün kakafonisi ile film için mükemmel bir arka plan olmuş. Filnim mecha tasarımcısı Takeuchi Atsushi'de bunu şöyle özetliyor "Hong Kong filmin temasındaki gibi, enformasyon çağında eskinin ve yeninin bir arada ve garip bir şekilde içiçe bulunduğu bir mekan". Filmde karakterlerin bu Uzak Asya metropolünde oldukça popüler olan San Miguel Birası içtiği sahne de şehre güzel bir gönderme olarak filmde yer alıyor.
Tabii Ghost In The Shell deyince, filmin sonradan Matrix filmindeki "dijital yağmur" efektine esin kaynağı olan açılış seansından ve burada kullanılan müzikten bahsetmemek olmaz. Bir Cyborg'un üretimini gösteren sahnedeki Kenji Kawai imzalı ana tema müziği, antik Yamato dilinde (Japonca'nın atası) bir düğün duasının Japon müziği ile Bulgar armonisinin karışımı ile bestelendiği harika bir harman (aşağıda dinleyebilirsiniz). Kawai aslında şarkıyı Bulgar Folklor Korosuna söyletmek istemiş ama antik Yamato dilinde bu işi yapabilecek birilerini bulamayınca Japon Halk Korosu kullanmış.
Ghost In The Shell kendinden sonraki film ve animler üzerinde etkileri olan bir film. Buna en iyi örnek Wachowski kardeşlerin Matrix filmi. Matrix'teki "digital rain" efekti ve insanların Matrixe enselerindeki bir prizden bağlanmaları Ghost In The Shell'den esinlenmiş. Matrix'in en önemli sahnelerinden olan lobby'deki silahlı çatışma sahnesi de, Ghost In The Shell'in örümcek tank savaş sahnesinden esinlenmiş. Gerçekçi animasyon konusundaki titizliği dillere destan Oshii, filmin silahlı çatışma sahneleri gerçekçi olsun diye tasarım / çizim ekibini Guam'da atış talimine götürmüş.
Artık kült anime statüsünde olan film, Sektör 9 olarak bilinen bir asayiş biriminin "Kuklacı" (Puppet Master) olarak bilinen gizemli bir bilgisayar korsanını yakalamaya çalışmasının hikayesini anlatıyor. Masamune Shirow'un 1989 yılında yayınlanmaya başlayan aynı isimli mangasından uyarlana filmde ana karakter Binbaşı Motoko Kusanagi, ekibi ile beraber "Kuklacı"nın izini sürüp yakalasa da, kendisini politik entrika ve örtbaslarla dolu bir sarmalın içinde buluyor.
Filmdeki Binbaşı Motoko Kusanagi, anime'deki 20li yaşlarının başında ve daha çok ergenlere hitap eden Motoko'ya göre yaş ve karakter olarak çok daha olgun bir karakter olarak dizayn edilmiş. Motoko'nun geleneksel cinsiyet rollerini reddeden tasarımı, anime tarihinin en güçlü kadın karakterini yaratmış (gerçi anime'de Motoko'yu tasarlayan ekip Motoko'nun dişil ama dişi olmadığını da söylüyorlar). Filmdeki Motoko aynı zamanda özellikle mangadakinin aksine hemen hemen hiçbir yüz ifadesi olmayan, oyuncak bebek gibi bir cyborg olarak tasfir edilmiş. Örneğin film boyunca Kusanagi neredeyse hiç göz kırpmıyor.
Filmde insanların beyin de dahil tüm vücudunun sibernetik organlarla değiştirilebildiği 2133 yılındaki dünyada, insanlar ile robotlar arasındaki en önemli fark "ghost" (hayalet). Çocukluğunda geçirdiği bir kaza nedeniyle tüm vücudu sibernetik olan Motoko'nun kendi "hayalet"inin insanlığı konusunda ciddi kuşkuları var. Bu kuşkular zamanla, aslında kendisinin tamamen sibernetik olmasına rağmen yapay geliştirilmiş anılar ile aslen insan olduğunu sanan bir robot olduğunu düşünecek derecede paranoya haline gelmiş.
-- Dikkat aşağısı spoiler içerir --
Filmde kovaladıkları ve sonradan internetin devasa evreninde "bilinç" kazanmış bir yapay zeka olduğunu öğrendiğimiz, Motoko gibi kendi varlığının kökenini sorgulayan "kuklacı" ile filmin sonunda "birleşen" Motoko, artık fiziksel bir varlığa bağlı olmadan varolabilen, net üzerinde bir varlığa dönüşüyor.
Ghost In The Shell'in felsefi konsepti ise Arthur Koestler'in 1967 tarihli The Ghost in the Machine kitabından alınma. Kitabın başlığı ise filozof Gilbert Ryle'ın Kartesyen Zihin - Vücut dualitesini açıklamak için yarattığı bir deyim.
-- Dikkat yukarısı spoiler içerir --
Ghost in the Shell'in ana karakteri Binbaşı Binbaşı Motoko Kusanagi, vü |
Filmin genel dokusunda önemli yer tutan mekan ise Hong Kong baz alınarak tasarlanmış. Oshii filmde, Hong Kong'da gerçekten bulunan cadde ve sokaklardan modellediği mekanlar kullanmış. Hong Kong gerçekten de tabelaların, binaların ve bitmek bilmez gürültünün kakafonisi ile film için mükemmel bir arka plan olmuş. Filnim mecha tasarımcısı Takeuchi Atsushi'de bunu şöyle özetliyor "Hong Kong filmin temasındaki gibi, enformasyon çağında eskinin ve yeninin bir arada ve garip bir şekilde içiçe bulunduğu bir mekan". Filmde karakterlerin bu Uzak Asya metropolünde oldukça popüler olan San Miguel Birası içtiği sahne de şehre güzel bir gönderme olarak filmde yer alıyor.
Ghost In The Shell'in arka planı olan şehir Hong Kong'dan esinlenmiş. |
Ghost In The Shell ana tema müziği ve "Making Of a Cyborg" sahnesi
Ghost In The Shell kendinden sonraki film ve animler üzerinde etkileri olan bir film. Buna en iyi örnek Wachowski kardeşlerin Matrix filmi. Matrix'teki "digital rain" efekti ve insanların Matrixe enselerindeki bir prizden bağlanmaları Ghost In The Shell'den esinlenmiş. Matrix'in en önemli sahnelerinden olan lobby'deki silahlı çatışma sahnesi de, Ghost In The Shell'in örümcek tank savaş sahnesinden esinlenmiş. Gerçekçi animasyon konusundaki titizliği dillere destan Oshii, filmin silahlı çatışma sahneleri gerçekçi olsun diye tasarım / çizim ekibini Guam'da atış talimine götürmüş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder