29 Aralık 2012 Cumartesi

Hindistan’da toplu tecavüze uğrayan genç kız hayatını kaybetti

Hindistan’da toplu tecavüze ve sonrasında ise insanlık dışı vahşete uğrayan, bir gün önce Singapur'da bir hastaneye kaldırılan 23 yaşındaki genç kız ‘Amanat’ hayatını kaybetti. Genç kız, yaklaşık 10 gün önce bir otobüste 6 kişinin tecavüzüne ve ağır işkencesine maruz kalmıştı.

6 hayvanın tecavüzü kendi başına bir vahşet! İnsanları daha da dehşete düşüren ise genç kız sonrasında yapılanlar. Bu 6 hayvan yaklaşık 1 saat tecavüzden sonra genç kıza L şeklinde paslı bir demir ile tecavüze devam edip kızın bağırsaklarını vücudundan dışarı çıkarmışlar (bir doktora göre genç kız hastaneye geldiğinde bağırsaklarının sadece %5'i vücudunun içinde imiş).

Hindistan kadınlar için dünyanın en tehlikeli 4. ülkesi. Ülkenin önünde ise Afganistan, Congo ve Pakistan bulunuyor. Hindistan'da kadınlrın hayati tehlikesi daha doğmadan başlıyor. Korkunç bir erkek çocuk takıntısı olan ülkede milyonlarca fetüs sadece kız oldukları için kürtaj ile öldürülüyor. Geçen yüzyılda bu şekilde öldürülen "kız" cenin sayısı 50 milyon. Ülke tecavüz ve kadın ticaretinde de maalesef en ön sıralarda. Tecavüz vakalarının en önemli sebebi kadına ve kadının hayatına verilen sıfır değer olsa da tecavüze neredeyse hiç ceza vermeyen (ülkede tecavüz vakalarının 26%'i bildirilmiyor ve bildirilenlerin de sadece 20%sinde tecavüzcü ceza alıyor).

23 yaşındaki talihsiz tıp öğrencisinin vahşete uğraması ile başlayan bu olaylar zincirini Hindistan Hükümeti tek kelimeyle felaket bir şekilde yönetti. Tecavüz sonrası başlayan protestolar neticesinde istifalar gelmesi beklenirken protestoculara polis şiddetle müdahale etti. Hükümet daha sonra kangren ve enfeksiyon ile boğuşan genç kızı birden bire 6 saat uçak yolculuğu ile Singapur'a gönderdi. Şimdi ise bu vahşeti yapan 6 kişiyi nasıl cezalandıracakları merak konusu.
20 Kasım 2012 Salı

Ernst & Young 2013 yılında 20,000 calışan alacak

2012 banka ve fınans iş olanakları açısından hiç de iyi bir yıl olmadı. Birçok banka dünya çapında binlerce çalışanını işten çıkardı, 2013 yılı ise daha farklı olacağa benzemiyor. Buna rağmen bazı iyi haberlerde yok değil. eFinanceCareers.com sitesinin bir haberine göre, dünyanın en büyük 4 audit firmasından biri olan Ernst & Young devasa miktarda çalışanı işe almayı planlıyor. Hem de 20,000 kişi! Ve bu yeni işe alımlar ağırlıklı olarak Almanya, Türkiye ve Afrika'da olacak!

 Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika İnsan Kaynakları Yöneticisi Shirley Young, bir ropörtajda 2013 yılında 10,500 yemi mezunu işe almayı planladıklarını söyledi:
"Geçen sene 10,500 kişiyi işe aldık ve bu sene de aynı miktarda çalışanı işe almayı planlıyoruz. Buna ek olarak 5,000 stajer aldık. 2013 yılında aynı miktarlarda işe alım yapmayı planlıyoruz." - Kaynak : Q&A: Shirley Young, director of Ernst & Young’s EMEIA hiring, says they’re looking for 10,500 graduates for 2013
Ve bu sadece yeni mezun sayısı. Ernst & Young 2013 yılında ek olarak 10,000 kadar deneyimli çalışanı işe almayı planlıyor:
Global İnsan Kaynakları Lideri Shirley Jackson 5,000 çalışanın hesap denetimi (audit), accounting compliance and reporting and accounting advisory services gibi alanlarda işe alınacağıı belirtti. Bu alanlar içinde, yeni çalışanlar özellikle risk ve performans yönetimi alanında iş bulacaklar. Danışmanlık alanında da büyük miktarda işe alım bekleniyor. 
Bu çalışanların ne kadarı Londra'da işe alınacak? Jackson bu konuda yorum yapmadı. Ama geçen ay E&Y işe alımlarının ağırlıklı olarak Almanya, Türkiye ve Afrika'da olacağını belirtti.  
Kaynak : Ernst & Young is actually hiring 20,000 people in EMEIA in 2013
15 Kasım 2012 Perşembe

Tesla Model S Yılın Otomobili (2013) seçildi

Tamemen elektrik motoru ile calışan Tesla Motors fırmasının en son modeli Tesla Model S, Motor Trend dergisi tarafından Yılın Arabası (2012) seçildi. Otomobil böylece bu yarışmanın 64 yıllık tarihinde birinci olan ilk içten yanmalı motoru olmayan aracı oldu. Amerika'da satışları 2012 Temmuzunda başlayanTesla Motor S, Porsche Boxster, BMW 3-series, Lexus GS, ve Subaru BRZ gibi diğer güçlü finalistleri geride bıraktı.

Tesla Model S, Tesla Motors'un bir önceki modeli Tesla Roadster'a göre daha ucuz. Temel modeli Amerika'da $58,570 'dan ($7500 değerinde Federal Vergi muafiyetinden önce) satışta ki bu da aracı başlangıç seviyesi Mercedes-Benz E-Class, BMW 5 Series, ve Audi A6 ile aynı klasmana sokuyor. Motor Trend dergisinin yazdığı gibi "bu aracı alan adamın bütçesi geniş olsa da aracın yakıt tasarrufu bahsetmeye değer: Ortalama 74.5 mpg-e ile Model S mil başına 6 cents "yakıyor" (California'nın 13 cents - kW-hr tarifesinden)." 40 kW·h pile sahip temel modeli 160 mil (260 km), 85 kWh lithium-ion pilli lüks modeli ise 265 mil (426 km) menzile sahip. Bu da Model S'i piyasadaki en uzun menzilli electrikli araç yapıyor..

13 Kasım 2012 Salı

Loy Kratong: Tayland'in en guzel ve romantik festivali

Tayland'a ne zaman gidilir sorusuna benim direkt yanıtım şu: Tayland'a gitmek için en güzel zaman Loy Kratong (Loi Kratong) festivali zamanı. Tayland'ın bu en romantik ve güzel festivali her sene yılın 12. dolunayında kutlanıyor. Yaklaşık olarak Kasım ayı içinde yani. Bu sene (2012) örneğin 28 Kasım'da kutlanacak.  Bu festival esnasında insanlar Su Tanrıçasınaö Phra Mae Khongkha'ya, en temel ihtiyaçları olan suyu sağladığı için adak ve teşekkürlerini sunuyorlar. Bunu da görsel olarak tam bir şölen şeklinde yapıyorlar: Kratong ve Khom Loy vasıtası ile.

Festivalin ana aktivitesi, festival gecesi nehir, göl, kanal ve gölet gibi tatlı su kaynaklarına kratong adı verilen ve lotus şeklinde suda yüzebilen küçük kayıklar bırakmak. Genelde muz ağacının gövdesinden kesilen odunla yapılan bu kayıklar (modern zamanlarda ekmek de oldukça çok kullanılıyor) katlanmış muz yaprakları, çiçekler, tütsüler ve küçük mumlarla süslenerek su kaynağının ruhuna adaklar, dualar ve dilekler eşliğinde suda yüzmeye bırakılıyor.  İnsanlar genelde küçük kayıkçıklar hazırlarken devlet daireleri ve şirketler daha büyük ve görkemli karatong'lar hazırlıyorlar ki bunların suda tatlı tatlı yüzüşünü izlemek tam bir zevk.

Kratong
Festival zamanı en görülesi bölümü ise uçan fenerlerin gökyüzüne salınması ya da khom loy. Bu Bangkok'tan ziyade kuzeyde Chiang Mai'de yaygın. Gökyüzü feneri ya da uçan fener denilen ve pirinç kağıdı bir balon, bambu bir iskele ve küçük bir mumdan ibaret olan bu fenerlerden hemen her mekanda satın alıp uçurabilirsiniz ama Loy Kratong zamanı insanlar binlercesini bir arada gökyüzüne salıyorlar ki gerçekten şahit olunası bir görüntü. Aslında bu uçan fenerler Loy Kratong için değil ama aynı güne denk gelen başka bir festival için kullanılıyor.

khom loy
khom loy
2 Kasım 2012 Cuma

Türk Havayolları İstanbul - Maldivler uçuslarına başlıyor.

Maldivlere gitmek istiyorsanız artık Türkiye'den Maldivlere aktarmasız uçma imkanınız var. Türk Havayolları 24 Kasım 2012 tarihinden itibaren İstanbul'dan Maldivler'e uçmaya başlıyor. Haftada 5 gün Male Uluslararası Havaalanına yapılacak olan uçuşlar promosyonlu olrak tek yönde vergiler dahil 598 Avrodan satışa sunuluyor.

Maldivler dünyanın en gözde tatil mekanlarından biri. Hint Okyanusunda 20 adet atolden (her bir atol sayısız mercan adasından meydana gelen devasa çemberimsi oluşumlar) bu yeryüzü cenneti özellikle kendi adasına konuşlu lüks tatil köyleri, su üstüne inşaa edilen bungalowları, muhteşem deniz ve plajları ile ünlü. Özellikle balayı için ideal bir mekan olan Maldivler Türk Havayolları'nın uçtuğu 206. nokta ve 92. ülke olarak uçuş ağına giriyor olacak.

İstanbul'dan Maldivlere uçuşlar haftada beş kez Salı, Çarşamba, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri saat 20:25'te kalkıp Male'ye yerel saat ile 07:10'da varacak. Bu varış saati çok iyi zira Male'den resortlara giden tekne ve deniz uçakları gece çalışmıyor. Böylece gece Male'de kalmak ya da 500 - 800 Dolar verip özel tekne - uçak kiralamak zorunda kalmayacaksınız.

Male'den İstanbul'a uçuşlar ise Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi saat 09:00'da kalkıp İstanbul'a saat 14:30'da varacaklar.

İstanbul - Maldivler Türk Havayolları tarifeli uçuş çizelgesi aşağıda:

Flight NumberStartDaysDepartureArrival
TK 73024.Nov.2012Tuesday, Wednesday, Thursday, Saturday, SundayIstanbul20:25Maldives07:10
TK 73125.Nov.2012Monday, Wednesday, Thursday, Friday, SundayMaldives09:00Istanbul14:30 

Turizm cenneti Maldivler Türk Havayollarının İstanbul - Maldivler uçuşları ile artık Türkiye'ye daha yakın.
1 Kasım 2012 Perşembe

Dünyanın en iyi adaları

Travel + Leisure dergisi her sene tatil açısından dünyanın en iyileri diye çeşitli listeler hazırlıyor. 2012 yılının listelerinden birine göre Filipinler'in muhteşem cennet adası Boracay dünyanın en iyi adası seçilmiş (listeler derginin okurlarının katıldığı bir anket ile hazırlanıyorlar).

Aşağıdaki liste Travel + Leisure okurlarına göre dünyanın en iyi adaları listesinin ilk 10'u:

1 - Boracay, Filipinler

Tropik Boracay adası sonu gelmez bembeyaz kumsalları ile listenin tepesine kuruluyor. Ada Manila'dan 1 saat uçuş mesafesi uzaklıkta ve yüzme, skuba dalışı, bot turları, rüzgar sörfü gibi aktivitelerin yanında oldukça renkli bir gece hayatını da ziyaretçilerine sağlıyor.

Boracay listeye geçen sene 4. sıradan girdi ve 1 yıl içinde zirveye tırmandı. Adanın en güzel plajı 2.5-mil uzunluğundaki Beyaz Plajı (White Beach) ama burası oldukça populer ve kalabalık olduğundan eğer sakin bir tatil arıyorsanız konaklamak için ideal bir mekan değil.

Boracay'da nerede kalınır? - Bu konuda ayrıntılı bilgi için Boracay'da nerede kalınır yazımıza bakabilirsiniz.

2 - Bali, Endonezya
Dünyanın en iyi ikinci adası da Güneydoğu Asya'dan. Bali, backpackerlardan ultra zengin turistlere uzanan yelpazede hemen herkese birşeyler sunan ve bu nedenle olsa gerek dünyanın en populer tatil adalarından biri.

Bali de nerede kalınır? - Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bali'de nerede kalınır yazımıza bakabilirsiniz.

3 - Galápagos Adaları, Ekvador
Travel+Leisure readers voted this isolated small Pacific archipelago of islands 600 miles off of South America to number 3 in the best islands list.

Galápagos Adaları, Ekvador
4 -  Maui, Hawaii
Hawaii'nin ikinci büyük adası olan Maui, hiking, kano, dağ bisikleri, dalış ve balina gözlemleme gibi çeşitli aktiviteleri yapabileceğiniz bir yer. Travel+Leisure'a göre, Napili Beach Maui'nin en iyi plajı.

Where to stay? - 2 star Maui Seaside Hotel offers an excellent beachfront location and provides access to the city's biggest attractions.

5 - Great Barrier Reef Islands, Australia

Getting to the Great Barrier Reef and staying there is not cheap. But once there, the food is great, the beaches picture perfect and the heaven on earth atmosphere to just awesome. According to Travel+Leisure, Whitehaven Beach in the Whitsundays is the reef’s most photogenic beach: a 4.5-mile stretch of sand that seems to go on forever.

Where to stay? - 5 star Lizard Island Resort offers 24 luxurious white sandy beaches and a relaxing time where you can snorkel, dive or deep sea fish.

6 - Santorini, Greece

2011 yılında Travel+Leisure tarafından dünyanın en iyi adası seçilen Santorini aynı yıl BBC tarafından da aynı ünvana layık görülmüş. 2012 listesinde 6. sırada olsa da hala Akdeniz'in en iyi adası.

Santorini'de nerede kalınır? - Bu konuda ayrıntılı bilgi için Santorini'de nerede kalınır yazımıza bakabilirsiniz.

Santorini Island
7 - Kauai, Hawaii
Covered with thick greenery and tropical plants Kauai is also known as Garden Island. It is the northwestern most of Hawaii's major islands and is the oldest. Thanks to its age, Kauai also has more miles of sandy coastline than the other Hawaiian islands.

Where to stay? Ko a Kea Hotel & Resort at Poipu Beach is located on the beach in Koloa's Poipu neighborhood, close to Poipu Beach, Brennecke Beach, and Kiahuna Golf Course. Other points of interest near this luxury resort include Moir Gardens and Baby Beach.

8 - Big Island, Hawaii
The beaches of the Big Island, especially on the Kona side, have been consistently voted amongst the best beaches in the world.[1] Some (like Mauna Kea Beach) front hotel resorts, while others (like Makalawena) remained unencumbered by modern tourism. Hapuna Beach is reputed to be one of the best, consistent with the picture many outsiders have in their head of what a Hawaiian beach should be.

Where to stay? - Situated on the Kohala Coast, Hapuna Beach Prince Hotel on the Big Island is a luxury hotel which shares 1,839 acres of oceanfront paradise with the legendary Mauna Kea Beach Hotel. Perfectly nestled into the bluffs above the #1-rated Hapuna Beach, the hotel presents a flowing, contemporary Hawaiian style where guests experience the true essence of rejuvenation.

Hapuna Beach Prince Hotel

9 - Sicily, Italy

Sicily, Italy
10 - Vancouver Island, British Columbia
This 450 km long and 90 km wide island in British Columbia is a popular destination for hikers, campers, whale-watchers and kayakers. Tofino on  Central Vancouver Island has been transformed from a logging and fishing village to a center for ecotourism and offers activities such as whale watching, surfing, and camping.

Where to stay? - Nestled in the heart of Tofino (BC), Wickaninnish inn is an ideal spot from which to discover Tofino (BC). From here, guests can enjoy easy access to all that the lively city has to offer. With its convenient location, the hotel offers easy access to the city's must-see destinations.

11 - Vieques Island, Puerto Rico

This  relatively small, rural Caribbean island 8 miles east of Puerto Rico is still maintaining its rural character, although tourist interest is increasing. The island was home to a major U.S. naval base so it stayed under developed.

One of the most important attraction on the island is bioluminescent bay. The large population of microscopic bioluminescent organisms called dinoflagellates glow in the dark when stimulated.  But the greatest attractions of  Vieques Island are its uncrowded and untouched beaches.

Where to stay? -  W Retreat & Spa Vieques Island Hotel offers an upscale beachfront accommodation and a great base from which to explore this vibrant city.

bioluminescent bay Vieques Island, Puerto Rico
Bioluminescent bay - Phoro : Bio Bay
Big Island, Hawaii
25 Ekim 2012 Perşembe

Microsoft Windows 8'i piyasaya sürdü

Mıcrosoft dizüstü ve tablet ayrımını ortadan kaldırma potansiyeline sahip, merakla beklenen Windows 8 İşletim Sistemini piyasaya sürdü. Ve yeni işletim sistemi alışageldiğimiz Windows ailesinin diğer fertlerinden tamamen farklı. Microsoft her ne kadar Windows 7 İşletim Sisteminin 670 milyon (evet 670,000,000) satsa da tablet ve dokunmatik ekran fenomeninden oldukça ürkmüşe benziyor. Zira beta sürümü bir süredir piyasada olan ve zatımın denediği Windows 8'e Windows demek için bin şahit lazım. Windows 8 resmen Windows 95 ile başlayan ve son 17 yıla damgasını vuran Windows dönemini kapatıyor. Sistemin daha çok dokunmatik ekran arayüzüne ağırlık veren yapısı, Microsoft'un PC döneminin sonuna geldiğimizi düşünmeye başlamasının bir sonucu olabilir mi acaba?

Windows 8 eleştiri yazısına geçmeden önce işletim sistemi ile ilgili birkaç gerekli bilgi vereyim: Windows 8 dört versiyon halinde piyasaya sürülüyor: Windows 8, Windows 8 Pro, Windows 8 Enterprise ve Windows 8 RT. bunların ilk üçü standart PC işlemcisi üzerinde çalışır klasik sistemler. Windows 8 RT ise teknik olarak diğer üçünden apayrı bir sistem ve ARM-tabanlı işlemciler için tasarlanmış.

Steve Ballmer, Microsoft'un CEO'su, Windows 8'i tanıtıyor.
Foto - NBC News
Microsoft 8 microsoft için küçük ama insanlık için büyük bir adım. Ha ne tarafa, yukarı mı aşağı mı, onu zaman gösterecek. İşin aslı ben bu işletim sisteminin doğru yöne doğru koca bir adım olduğunu düşünüyordum ama bu kadar da, tekerleğin yeniden icadı seviyesinde, geniş bir adım beklemiyordum. Windows 8, Windows 7'den ne kadar farklı? Bu soruya dün okuduğum harika bir anekdot ile yanıt vereyim: Bu yazıyı yazan gazeteci arkadaş Windows 8 beta sürümünü denerken diz üstü bilgisayarını oynasın diye 9 yaşındaki kızına veriyor. Ufaklık 15 dakika makine ile cebelleştikten sonra adama dönüp "baba bunun yerine lütfen Windows açar mısın?" Bu ufaklık gibi ben de ilk gençliğimdeki 3 senelik Commodore 64 (evet yaşlıyım) ve DOS ile kısa bir Dost hayatından (hayır, o kadar da yaşlı değilim) gayrı Windowstan başka işletim sistemi kullanmadım. DOS'u bir iki hafta kullandıktan sonra 1996 yılının on tarihi gününde, üniversitenin bilgisayar labında DOS command prompt'a "WIN" komutunu yazdım ve Enter'a bastım. Windows'un pencerelerle süslü harikalar diyarı önümde açıldı. İçeri daldım ve bir daha da ardıma bakmadım.

Bir zamanlar Windows. Bu ekrandaki şey Windows 3.1.  Bunun ilkel
olduğunu düşünüyorsanız Windows 1 veya 2 yazıp arayın ve ilkel görün.
O tarihi günden 1-2 ay sonra Windows 95 geldi (Yok Windows 95 dünyaya 1995 Ağustos'unda geldi fakat bizim lab'a bir buçuk sene sonra teşrif etti). Window 95, o zaman gerçekten de fütürist bir icattı. Bir kere bu kendi başına bir işletim sistemiydi. Ama en önemlisi bir devrin başlangıcı idi. Aşağıdaki ekran görüntüsü ilkel olabilir ama dikkat edin bugün Windows olarak bilip kullandığınız en son sistemlerin en temel bileşenleri Windows 95'de vardı ve bu sistem ile başladı. (Ekran görüntüsündeki sistem ilkel görünebilir ama o zaman dünyada Quad Core vardı da Microsoft mu gitmedi? Sokaktaki adamın ulaşabildiği en güçlü makinenin Pentium 166 MMX (64 MB RAM, 2GB sabit disk) olduğu, üniversitenin matematik modeller çalıştırdığı hayvani süper bilgisayarın bugünün iPhone'unun çeyreği kadar bile donanıma sahip olmadığı bir zamandan bahsediyoruz). Windows 95 ile Start Menu, Task Bar gibi son 17 senedi sanal hayatımıza hükmeden özellikler hayatımıza girmiş oldu.

Windows 95
Ve geldik Windows 8'e. Bu işletim sistemine Windows demeye dilim varmıyor zira eski dost Başlat (Start) tuşuna sahip değil. Sırf bu nedenle Windows 8'i ilk kurcaladığımda, yıllar önce Tekirdağ'da bir çiftlikte Windows ve fare kullanmayı öğretmeye öalıştığım yılların DOS'çusu dayı gibi hissettim. Windows 8 baştan aşağa dokunmatik ekranlı makinelerle uyumlu bir sistem olarak yaratılmış olabilir ama diz üstünde ilk kullanmaya öabaladığımda, bunu üzülerek söylüyorum zira ben bir Mixrosoft hayranıyım, kendimi kötü hissettim ve panikledim. Panikledim zira bundan sonra tüm dizüstü bilgisayarlar Windows 8 ile gelecek ve o ilk bir iki saniye aklımdan Yazıcıoğluna koşup Windows 7 kurulu dizüstü bilgisayar stoklamak gibi saçma sapan bir fikir geçti! ! This is blasphemy! Start tuşsuz Windows! This is madness ...! Oh no, this is Windows 8!

Beni panikleten ekran.
This is blasphemy ! This is madness!
Madness ..? This is Windows 8!
Neyse ki abartıyordum. Windows 8 başlangıç ekranı, Windows 7 üzerine kurulu bir katman gibi. Benim gibi eski dost masaüstünde çalışmak istiyorsanız Desktop app diye bir zımbırtı mevcut (evet app :( ) ve bu zımbırtı çalışınca ekran alışılmış masaüstüne dönüyor. Ama o da ne? Start tuşu burda da yok. Start tuşu yok, program yok, o zaman ne var Allahsız! Bu şekilde yaşayamayacağımı anladığımdan forumlara falan girdim, ve  benim gibi Windows 8 beta testçilerinin aynı şekilde ağladığını gördüm. Neyse ki Starcdock adlı bir şirket feryatlarımızı duymuş ve Start 8 adlı bir program (haşa program yok, app). Bu muhteşem uygulama Windows 8 masa üstüne Windows 7-stili bir start menu konduruyor. Dahası makinenizi direkt Windows 8 masaüstüne boot ederek bir büyük hayır duası daha alıyor. 4.99 doların her kuruşunu hakeden bir eser! Öyle ki Start 8 ile kalbim Windows 8 kullanabileceğime dair bir umutla doldu.

Microsoft programlara app demeye başladığı için app dünyasının olmazsa olmazı App Dükkanı (App Store) da sağlaması kaçınılmaz. Windows 8 Store şu an 1,000 civarı app'e sahip. Gülmeyin, Apple appStore yarım milyon app'e sahip olabilir ama dükkanı aynı işi yapan zilyon tane app ile doldurarak sayı yapmanın bir anlamı yok. Microsoft temiz ve kaliteli ürünler koymuş. Eksikler yok değil, mesela Google Maps, Gmail gibi app'ler yok ama olsun dükkan yeni onlarda zamanla olur herhalde.

Ben bu işletim sisteminden, bilgisayar ile tableti birleştiren bir devrim bekliyorum. iOS ve Android tabletler eğlence amaçlı muhteşem ama çalışmak, ödev yapmak onu geçtim not almak için rezil sistemler olduğundan bizim bildiğimiz anlamda bilgisayarlar hayatımıza hükmetmeye devam ediyordu. Şimdi akıllı dok istasyonları ile bilgisayar ve tableti birleştiren hibritler bekliyorum. Hatta smartphone, tablet ve bilgisayar olabilen üçü bir arada makineler bile piyasaya çıkabilir. Bekleyip göreceğiz.

[1] - Microsoft launches Windows 8

Yeni başlayanlar için Tayland

Şimdi Tayland güzel memleket, ideal turizm mekanı. Buna diyecek yok. Kumsalları, Phuket, Ko Samui gibi tropik adaları, Bangkok gibi eğlencesi ve gece hayatı cıvıl cıvıl mekanları, calışan kızları, aynen kız gibi görünen travestileri ile meşhur bu memleket, kendisine hiç ayak basmamış insan evlatlarının pek bilmediği bir yönüyle de meşhur: Dolandırıcıları. Tayland'a giden her turist, tatili boyunca ortalama alti dolandırıcılık girisimi ile karsilaşmasına rağmen, Tayland'a giden insanlarin bir coğu bu dolandırıcılıklardan haberdar degildir. taylandda turistlere yonelik siddet cok nadir olsa da dunyada turistlere yonelik dolandırıcılık, soygun girisimlerinin en cok ve en organize (bir turisti mucevher satin almaya yonlendirmek için 10 kişilik sebeke calisir) oldugu yerdir.

O nedenle Tayland'a yeni başlayacaksanız, kendi cüzdanınızın hatrına bu "dolandırıcılık" tekniklerine hazırlanarak başlayın. Tabii siz eğer Tayland turu ile bu ülkeye gidiyorsanız tur rehberiniz size yardım edecektir. Ama tek başınıza gidiyorsanız? Neyse ki burada üşenmeyip size yardım etmeye zaman ayıracağım ve umarım bir çok Türkiye evladının paracıklarını kurtarıp tatillerini burunlarından getirecek durumlara düşmemelerini sağlayacağım.

Neyse, önce temel bilgiler. Tayland'da: 

- Farangları (batılı) yolmak ahlak dışı degildir. Şimdi ben Türküm, batılı değilim demeyin, bizim memleket Tayland'a göre batıda!

- Tayland'ta yerel yönetim, polis bu şebekelerle is birligi içinde değilse bile olaylara ilgisizdir (ki çoğunun da içindedir). 

- Normal Tayland'li çok sıcak kanlı ve güleryüzlü olduğundan turistler gerçek disi bir guven hissine kapilir.

- Dolandırıcılar gerçekten cok temiz yüzlü profesyonel artistlerdir. Kendilerinin dolandırıcı olduğunu dünyada aklınızdan geçirmezsiniz.

Size para (bazen Pattaya Jet Ski Dolandırıcılığında olduğu gibi oldukça yüklü), zaman kaybettirecek, sizi yabancı bir ülkede pasaportsuz, banka kartsız bırakabilecek dolandırıcılıklara karşı dikkatli olun:

- Madde madde dolandırıcılıkları sıralamadan önce temel kuralı belirteyim: Tayland'da ya da genel olarak Asya'da sinirlenmek ayıptır. Sizi dolandırmaya calışan kişiyle tartışmayın, cellallenmeyin.  Bu kişilerle goz temasina girmeyin.  En iyisi hiç aldırmadan yurur gecin ya da kibarca "no, i am not interested" deyin. Çoğunlukla rahat bırakılırsınız. Aynı kelimeleri kabaca soylerseniz karşınızdakiler de size karşı kabalaşır ve daha ısrarcı olur. Kavga etmeyin.  Karşınızdaki biraz ileri gitse ne gelecek polisin dilini biliyorsunuz, ne cevreyi... thayca mai aow kar/karp (kibarca teşekkur ederim ilgilenmiyorum) derseniz yuzde doksandokuz rahat bırakılırsınız.

- Gitmeden wikitravel'a veya http://www.thaianxiety.com/scams.asp'a bir goz atın. Paranız ve İngilizceniz varsa lonely planet gibi birşey alın. Aşağıdaki adreslere göz atabilirseniz birçok tehlikeye karsi hazır olursunuz. 

http://www.bangkokscams.com/

http://thorntree.lonelyplanet.com/

http://www.virtualtourist.com/...-bangkok-tg-c-1.html


- Bu ülkede mümkün olduğunca her türlü kiralık deniz,  kara ve hava aracından uzak durun!  Özellikle de jet ski kiralamayın! (Bkz. Pattaya Jet Ski Dolandırıcılığı). Bu işlerdeki şarlatan sayısı risk almaya değmeyecek kadar fazla. Jet ski'yi kiralayan turiste, aleti geri getirdiğinde aslında kendisinin sebep olmadığı bir kırık, çizik gösterilerek gerekirse bıçakla tehdit edilerek zararın ödetilmesi üzerine kurulu olan bu dolandırıcılıkta, işin içine polis girse bile turist yüklü miktarda para kaybediyor (400 dolar - 4000 dolar arası!). Mekana çağrılan tayland polisi de kendi komisyonunu alacağı için hiçbir işe yaramıyor. Phuket'te, Pattaya'da ya da en iyisi Taylandın herhangi bir yerinde jet ski kiralamayın. Bu işin mafyası son zamanlarda ingilizce basında ve internette bu olay sık işlendiği için ingilizce bilmeyen memleket insanlarını, özellikle de Orta Doğuluları tuzaklarına düşürmeye daha bir meyilli.  Sadece jet ski değil araba, motorsiklet hatta bisiklet bile kiralamayın! Çok kötü yolunursunuz.



- Eğer elinizde ise turist gibi giyinmeyin. Şort, sandalet, sırt çantası ve kafanızı her daim gömdüğünüz haritanız ve en vasat şeylerin bile fotoğraflarını çekmeye meyilli parmağınız ile mütemadiyen “gel beni kendi kazın gibi yol” mesajı bağıracağınızı unutmayın. Yaşadığınız şehirde bir pazar günü dişarı nasıl çıkıyorsanız öyle dışarı çıkın, öyle davranmaya çalışın. Taylandda yaşayan bir yabancı gibi görünün.

- Kalacağınız oteli seçerken skytrain veya metro hattına yakin olması kriterini ararsanız birçok tuk tuk ve taksi dolandırıcılıgından ilk elde kurtulursunuz.


- Bir yerin alişverişe, bir firmanin yolculuğa, bir lokantanın yemek yemeye uygun olup olmadığını gösteren temel kriter müşterileri arasinda Taylandlı olup olmadığıdır. Bir yerde muşteri olarak Taylandlı goremiyorsanız kazıklanma olasılığınız %99 dur, yolunma seviyesi ise işletmenin insafına bağlı olarak değişir.


- Bangkok Uluslararası Suvarnabhumi Havaalanından şehre gitmek için bir cok seçeneğiniz var. Ama gümrükten çıkar çıkmaz çevrenizi saran ve "taksi" diye sorup duran onlarca insan kesinlikle iyi bir seçenek değil.  Bunlar genelde taksi mafyasının elemanlarıdır (bazıları üniformalı dahi olabilir) ve de size ayarlayacakları şey oldukca pahalı limuzin taksidir. Herhangi biri ile yapacagınız yolculuk fazlaca para ve zaman kaybetmenize sebep olacaktır. Adam gibi seçenekleriniz ise şunlar:


a - Şehre gitmek için en güzel yol airport express bustır (120 baht). Bunlardan biri %90 sizin kalacağınız otele yakın bir yere gidiyordur zaten. En azından bir skytrain hattına kadar gidip ordan skytraine binebilirsiniz. 


* ae1: suvarnabhumi-silom


* ae2: suvarnabhumi-khao san road


* ae3: suvarnabhumi-sukhumvit


* ae4: suvarnahhumi-victory monument-hua lamphong (tren istasyonu) 


Airport bus nereden kalkıyor diye en az 3 kişiye sorup kontrol edin. Üniformalılar bile size yanlış yön tarif edecektir (yorgun düşüp bir taksiye muhtac kalın diye). Bangkok'ta yanında kadın/aile olan erkekler ya da genc kadınlar genelde güvenilir yanıtlar alabileceğiniz insanlardır. Havaalanında ise yeni uçaktan inmiş insanlar yine guvenilir yanıtlar verecek kişilerdir. Bunun haricinde yanlız erkeklere pek güvenmeyin.

b - Şehre gitmenin en ucuz ama biraz uzun yolu (1-1,5 saat) havaalanı çıkışındaki free shuttle ile yerel otobüs terminaline gitmek ve buradan bir toplu taşıma aracı ile şehre ulaşmaktır (35 baht). Şu asağıdaki hatları kullanabilirsiniz:


549: suvarnabhumi-bangkapi
550: suvarnabhumi-happy land
551: suvarnabhumi-victory monument (bts-skytrain)
552: suvarnabhumi-on nut (bts-skytrain)-klong toei
553: suvarnabhumi-samut phrakan
554: suvarnabhumi-rangsit 

c - Tabii ki taksi. Hatta Bangkok'a ilk defa gelmiş iseniz, onca saat uçak yolculuğundan sonra bundan başka alternatifi kullanmak istemeyeceksinizdir. Taksi pekala iyi bir alternatif ama kesinlikle bir taksi kuyruğundan biletinizi alarak taksiye binin. Bu kuyruk cok uzun ise ve aceleniz varsa kesinlikle orada size taksi ayarlamaya calışanlardan yardım almayın.Taksiye biner binmez taksimetreyi kontrol edin. Bircok taksi soföri taksimetreyi açmayı "unutacak"tır. Taksimetre konusunda ısrarcı olun açmıyorsa taksiden inin. Eğer dalgınlığınıza gelip de taksimetrenin açık olmadığını yolun yarısında fark ederseniz sıkı pazarlıkla taksicinin ilk soyledigi rakamin yuzde 50-60ina anlasmaya bakin.


http://www.suk11.com/newairport/fromairport.htm


Kitaptaki en eski dolandırıcılık: Thai gem scam

- Bangkok'ta size yanaşıp dostça muhabbet açan herkese karşı dikkatli olun. Sizinle konuşmaya calışan kişi muhtemelen bir dolandırıcıdır. Bu kişi size nereden geldiginizi ve o an nereye gittiğinizi soracaktır. Gittiğiniz yer turistik bir mekan ise bu kişi size oranın bugün kapalı olduğunu söyleyecektir. ("Orası bugün kapalı" Tayland'da en bas bas bağıran dolandırıcı alarmıdır). Bu "dost canlısı" arkadaşınız size cok sanslı olduğunuzu ve bugün çok özel bir tapınağın açık olduğunu söyleyecektir. Sonra konu ekonomik durumdan okul harçlığını çıkarmaya çalışan thaylandlı ögrencilere geçecek ve yeni arkadaşınız size hükümetin her sene bir defa öğrencilere ihraç vergisiz değerli taş satma hakkı verdiginden  (yok öyle şey) bahsedecektir. Sonrasında ise arkadaşınız size özel ya da devlete ait bir tuk tuk ceşidinden bahsedecek, bir saatlik tayland turunu yirmi bahta yapan bu tuk tuklardan bir tanesini size ayarlayacaktir. Thai gem scam adı verilen ve hikaye akışı hemen hemen hiç değişmese de her yıl yüzlerce insanı ağına düşüren bu dolandırıcılığın hafifçe farklı başka varyasyonları varsa da genel olarak soyle devam eder:

-- Bindiğiniz tuk tuk sizi cok tenha bir tapinağa götürür. Kendisi siz tapınakta iken sizi bekleyeceğini söyler (bekleyecektir zira daha sizi mücevher alışverişine götürecek).


-- Bu tapınakta bir şekilde (ama tamamen tesadüfmüş gibi ustaca ayarlanarak) başka "dostlar" (hem de bazen batılı turist!) edineceksiniz (evet dostlar. bu organize suç büyük bir tiyatro ekibi tarafından ustaca sahneleniyor). Bu dostlar sizinle muhabbete girecekler ve bir şekilde konu mucevher olayına gelecektir. 


-- Yeni dostlarınız size bu alışverişlerden ne kadar çok paralar kazandıklarını sizinle paylaşacaktır: Bazıları burada 2000 dolara aldığı değerli taşı falanca ülkede nasıl 4000 dolara sattığından falan bahsedecektir. Bir diğeri ise tüm yolculuğun parasını bu şekilde çıkardığından falan. Burada amaç sizi, böyle bir şeyden haberdar olarak ne kadar şanslı biri olduğunuza ikna etmektir. 

-- Zokayı çoktan yutmuş bir sazan olarak daha sonra bir tapınağa daha gidip sonrasında mücevher dukkanına ulaşacaksınız. Bu dolandırıcılık başariya ulasir ise sonuçta degeri düşük bir taşa (orneğin 500 usd) çok yüksek fiyat (2000 usd) odeyeceksiniz. Hem bu taş size mail ile gönderileceğinden memlekete kadar hiçbir sekilde olayın farkına varmadan gideceksiniz. Bangkok'ta bu şekilde profesyonel dolandırıcılık yapan bir duzineden fazla farklı grup var. Tayland hükümeti bu konuda hiçbir sey yapmadığı için tam gaz işlerine devam etmekteler. 


Unutmayın:


* Yeni bir kültür, sıcak kanlı insanlar derken ilk gelenler Taylandlılari böyle sıpsıcak muhabbet adamı sanıyorlar. Oysa sizin memleketinizde sokaktan geçen bir turiste sizden yardım istemeden otel, taksi, tur ayarlama motivasyonunuz ne kadar ise, normal bir Taylandlının motivasyonu da o kadardır.


* Turizm mekanlar Tayland'ın para basma makinalarıdır ve 365 gün ve mesai saatleri içinde açıktır. Örneğin Grand Palace ve Wat Pho. Bu mekanlar bazı günlerde kısmen kapalı olabilir ama hiçbir zaman tam olarak kapanmazlar.


* Tayland'da çok özel ya da devlete ait bir tuk tuk servisi yoktur. 

* Tayland'da dürüst bir tuk tuk soförüne rastlamak gerçekten cok zordur. 

* Bu şekilde yanınıza yaklaşan ve nereye gidiyorsunuz diye soran kişiye verilecek altın cevap "bir arkadaşımla buluşmaya, kendisi burda yaşıyor"dur. 


* Tayland'da dolandırıcılıgı sadece Taylandlılar yapmazlar. Herhangi bir Avrupalı, afrikalı da sizi oyuna getirebilir (özellikle turistlerin dolandırıcılığa karşı uyanmaya başlaması, çeteleri yabancı aktör kiralamaya itiyor).


* Nereye gidiyorsun sorusunu asla "alişveriş yapmaya" diye cevaplamayın. 







Bir Tavsiye : Tayland'a nasıl gidilir?
Qatar Airways İstanbul (Atatürk ve Sabiha Gökçen) ve Ankara'dan kalkıp Doha aktarmalı Tayland'a uçuyor. Havayollarının Uzak Asya'ya uçuşları da genelde görece ucuz ve uçuş kalitesi de oldukça yüksek. Qatar Airways İstanbul Atatürk Havaalanından olduğu gibi İstanbul Sabiha Gökçen'den ve Ankara'dan da kalktığı için İstanbul Anadolu Yakası ve yakın şehirlerden ve Ankara'dan ortadoğu ve Asya'ya uçmak için iyi bir alternatif. 
En son Tayland uçak bileti fiyatları için Qatar Airways - Türkiye sayfasına bakabilirsiniz.


Taksi

Dünyanın en kötü taksicileri Tayland'lı taksiciler değiller. O şeref Kuala Lumpur'lu (Malezya) taksicilere ait. Ama Tayland'ın taksicileri de üçüncü sıradalar.

- Bangkok'ta ya mavi-kırmızı ya da sarı-yeşil taksiler göreceksiniz. Sarı-yeşil olanlar özel kişilerin sahip olduğu taksilerdir bunların soförler ileri sürüş ve ileri yoluş tekniklerinde ustadırlar. Mavi-kırmızı taksiler özel şirket araçlarıdır. Şoförleri biraz acemi olsa da genelde dürüstlerdir. Sonuç olarak kural şu: Sarı-yeşil taksilere binmemeye çalışın. Israrla mavi-kırmızı taksileri tercih edin.

- Genel olarak, durağan haldeki bir taksiye binmeyin. Hareket halinde olan bir taksiyi durdurup ona binin.

- Otel önlerinden, turistik mekanlarin hemen dışından vs... taksiye binmeyin. Bu mekanlar genelde mafyanın elindedir ve burada dürüst bir taksiciye rastlama olasılığınız yoktur. Bu sahtekarların hiçbiri taksimetre açmaya yanaşmaz. Her zaman 1-2 sokak öteye yürüyün, yoldan üzerinde taxi meter (sadece taxi degil) yazan bir araç çevirin ve hemen taksimetreyi açmasını isteyin. Az önce bir tane taksimetre actıramaz iken bu taksinin hemen taksimetre açtığını görüp sevinecek, az önce 150 bahttan asağı gidilemeyecek (150 bahta Bangkokun en dogusundan en batısına gidilebilir) yere 60 baht ödeyip gidince daha bir şaşıracaksınız.

- gitmek istediginiz yere en kolay ulasimin nehir yoluyla olacagini soyleyerek sizi bir nehir limanina birakmayi teklif eden taksiciye inanmayin. dedigi dogru, nehir cok iyi bir ulasim yolu. ama ayni zamanda onun sizi birakacagi limandan kalkan ozel bot haricinde ucuz bir ulasim yolu.

- taksimetreli takside giderken elinizde bir harita bulundurun ve taksicinin sizi gitmek istediginiz yere kisa bir yoldan goturmekte olduguna emin olun. en azindan cogu taksici, elinizde harita varken sizi dolandirmaya kalkismaz.

- bangkokta tuk-tuka binmeyin. nokta. no tuk-tuk. 



Bangkok'un mavi-kırmızı taksileri

- tayland ana tren istasyonu olan hualumphong'da alanen yapilan bir dolandırıcılıktan da soz etmeden olmaz. bu istasyona sadece ve sadece istasyon giselerinden tren bileti almaya gidin. sizi bu giselerden baska bir yere yonlendirmeye calisan herkesten (turism information standindaki resmi gorevliler de dahil) uzak durun. ne kadar onay belgesi dolu olurlarsa olsunlar (taylandda bir id kart cikartip onu tasimak dunyanin en kolay islerinden biri). eger trene bilet bulamazsaniz gardan cikin gidin. kesinlikle ve kesinlikle bu istasyonda tren giseleri (ilk katta hemen gorursunuz) haricinde satilan bir bilet almayin. burada bircok ozel firma vip otobus bileti kakalamaya calisir (vip = very inferior product).
http://www.talesofasia.com/thailand-getaround.htm

- bangkoktan baska bir sehre otobus ile gidecekseniz biletinizi devlete ait otobus terminallerinden alin asla asla asla asla bir turizm acentasindan almayin. tum taylandlilar boyle yapmaktalar, sizde onlar gibi yapin. bir bildikleri var. tekrar ediyorum. otobusle seyahat edecekseniz biletinizi devlete ait terminallerden ve mumkun mertebe devlet otobuslerine alin. khao san roaddan, otelden, ornegin trene bilet kalmamis ise gar gibi yerlerden otobus seferine bilet almayin. eger taylandin kuzeyine (chiang mai ornegin) seyahat edecekseniz bunun tek guvenilir yolu morchit bus terminaline gidip devlet otobusune bilet almaktir. eger guneye (ornegin phuket, ko sumai) otobus ile yolculuk edecekseniz bunun tek guvenli yolu pinklao terminalinden devlet otobusu bileti almaktir (ozel otobus bileti alip kaziklanacaginiz khao san road'dan cok uzak degil). bangkokta ozel otobus firmalarinin yaninda devlet otobus isletmeleri de sehirler arasi ulasim saglar. ozel otobus firmalarinin, vip otobus ile aktarmasiz biletiniz:


* sizi gideceginiz yere goturmeyebilir. az ihtimal ama olabilir. 7-8 saatte kambocyaya varmak uzere bilet alip da 25 saat (evet 25 saat) kambocya kirsalinda dolasmak zorunda kalan turistlerin forumlara attigi yazilara bir bakin.


* yuzde doksan bes sizi eninde sonunda gideceginiz yere goturecektir. ornegin phukete bilet aldiysaniz phukete gidersiniz muhtemelen 3-4 minibus degistirerek 18-20 saatte! (phuket bangkoktan otobus ile 13 saat) gecenin bir yarisi phukette olacak sekilde. gecenin yarisi zira o yorgun halinizle az once sizi kaziklayan firmanin ayarlamayi teklif edecegi pahali ve berbat otele muhtac olmaniz için. aman aman.


* kameraniz, cd playeriniz, daha kotusu pasaportunuz banka kartiniz yolculugu sizinle beraber tamamlayamayabilir.


http://www.talesofasia.com/...rland-bkksr-package.htm


Bangkok - Phuket hattında bir gece yarısından sonra VIP otobüsümüz bu "şeye" dönüştü.
Evet biliyorum, yine de "balkabağı"ndan iyidir.
- hadi yanilip sasirip acentadan bilet almak zorunda kaldiniz. zaman kaybedecek ve taylanddaki o bir degerli gununuzu yolculuk + yorgunluk ile heba edeceksiniz. en azindan bagaja veya kafa ustu rafina tek bir degerli esya, pasaport vs... koymayin. otobus ne kadar luks olursa olsun firmaya guvenmeyin. 24 koltuklu vip otobusunde her sene kac avrupali binlerce dolarini taylanda doviz olarak birakiyor bir bilseniz. maalesef bircok kişi acentanin içindeki turistleri gorunce yeni bir tanisma kaynasma ortami bulacagi umuduyle bu firmalardan bilet aliyor (neden bu otobuslerin tek bir taylandli musterisi yok acep :)). gerci paranizi kelebekteki gibi kicinizda tasisaniz bile soyulabilirsiniz. inanilmaz ama bazi firmalar vip otobusun havalandirmasina gaz vererek yolculari uyutup, boyun cuzdanlarini bile soyuyorlar!

- khaosan roaddan kesinlikle ama kesinlikle tur ya da ozel otobus bileti almayin. khaosan roaddan kesinlikle ama kesinlikle tur ya da ozel otobus bileti almayin. khaosan roaddan kesinlikle ama kesinlikle tur ya da ozel otobus bileti almayin.... bin kere yazsam az. 

- tren garinda, otobus terminallerinde temiz uniformalar giymis, boyunlarinda resmi belgeler tasiyan guleryuzlu insanlar size yardim teklif edecektir. bu oldukca seker insanlarin hepsi dolandiricidir. bangkokta turizm ofisi gorevlileri oyle kapi onunde dolasa dolasa yardim edecek turist aramaz. hepsi bir ofis, kabin en azindan bir standda beklerler.

- kendisini "tat" (tourism authority of thailand) acentasi olarak tanitan her yerden uzak durun. tat hiçbir sey satmaz! tat sadece thailandin tanitimi için calisir. 

- bangkokta turizm ofislerinde dagitilan iki cesit harita vardir. bir turizm ofisine gidip harita istediginizde size ilkin ayrintisiz olani vereceklerdir. "ama daha ayrintili bir tane vardi ben ondan istiyorum" derseniz, eger kalmis ise ikincisini verirler. bu ikincisi oldukca guzel bir harita. 

- normal sartlarda bangkokta taksi ucuzdur. buna ragmen onceliginiz skytrain ve metro ve nehir olsun. zira bangkok trafigi berbattir. bangkokta ilk is olarak bir harita edinip sky train, metro hatlarina ve nehrin konumuna dikkat edin. bircok turistik mekana skytrain-metro-nehir kombinasyonu ile tek bir taksiden daha kisa surede gidilebilir.

- bangkokta, nehirde bot beklerken yaniniza yanasip "o bot gelmez kardes" diyen herkese sadece siritin. "o bot gelir". o bot gelmez diyene inanip da ozel bot kiralayan keriz gelecegi gibi gelir. kisaca "o arac gelmez", "o yer kapali", "o yol acik degil"ler hep dolandirici alarmidir. bu sahtekarlar kafanizin uzerinden skytrain gecerken " abi skytrain bu saatte calismaz" diyecek kadar da yuzsuzdur. sahsimi en cok gulduren gitmek istedigim tapinagin kapisina varmama az kala karsima cikan ve "o tapinagin duvari bu. kapisi burdan degil" diyen ihtiyardi. "hadi ya kapi nerde ki?" diye sordugumda verdigi cevap su idi: "simdi su yoldan sole gidip bayagi bir dolanacan. istersen tuk tukla seni gotureyim (gercekten o tarafta da bir kapi mevcut". bu sekilde dolandırıcılık yapanlar oldukca sicak, temiz yuzlu insanlar. amman dikkat.

- phukette uzun yola gidecekseniz (ornegin havaalani), en ucuz arac taksimetreli taksidir. bunlar oyle yoldan cevrilmez (sayica cok azlar). su numaradan cagirmaniz gerekir: 076-232157

- pasaportunuzu ve tum paranizi yaninizda tasimamaya bakin. pasaportunuzun ilgili yerlerinin fotokopisini alin. degerli esyalariniz otellerdeki guvenlik kutularina birakin. amma kredi kartinizi otele birakmayin. bazi oteller kartinizi kopyalayabilir.

- yaninizda yuklu miktarda para tasimak zorunda iseniz boyuna asilan cuzdanlardan alin. bu cuzdanin disardan gorunmemesini saglayin. normal cuzdaniniza da para koyun ve gerektikce normal cuzdaniniza boyun cuzdanindan para aktarin.

- patpongdan alisveris yapmayin. ayni seyleri yari fiyatina satan mbk centre (siam skytrain istasyonu karsisinda) ya da meshur chatucha dan (mbkdan da ucuz) alisveris yapin (ornek. t-shirt satis fiyati patpong 220 baht 9 lira, chatucha 99 baht 4 lira). taylandda bir t-shirt 100-170 baht, bir dizel taklidi max 550 baht eder. fazlasi kaziktir.

- icerisi cadde seviyesinden gorunmeyen hiçbir bara pavyona (go-go bar) girmeyin. yeniden temiz hava almak için kasli body-guardlara adam basi 100 dolar (yuz amerilan dolari!) odemek zorunda kalmayin.

gozunuz korkmasin. turistik mekanlardaki tum tuk-tukcularin, taksicilerin, uniformalilarin, turizm acentalarinin sahtekar olabilecegini unutmayin geri kalan taylandin, gercek taylandin tadini cikarin.

guncelleme : son zamanlarda iyice ayyuka cikan bir dolandırıcılık sekli var : deniz motoru (jet ski) dolandiriciligi. tayland'da kesinlikle ama kesinlikle herhangi bir vasita kiralamayin. jet ski, motorsiklet, araba, falan kiralamayin yani. ozellikle jet ski buyuk problem. buradan yakin pattaya jet ski dolandiriciligi
28 Eylül 2012 Cuma

K Pop hiti Gangnam Style rekor kırıyor!

2012 K-Pop bombası Gangnam Style duymayan kaldı mı bılmıyorum? YouTube'da 300 milyon kez izlenen Koreli müzisyen PSY'in  ilginç dans hareketleri (dans stilinin ismi "görünmez at dansı") ve komik, insanı bağımlısı haline getiren single'ı K-Pop (Kore Pop Müziği) tarihinin en çok YouTube hit'i alan eseri oldu. Video'ya yapılan yorumlardan birindeki elemanın şikayet ettiği gibi "biliyorum bu oldukça hasta bir hareket ama sürekli açıp açıp izliyorum ... imdat! Muhtemelen adam başı 20 kere izlendiğinden klibi şu ana kadar  15 milyon kişi falan izlemil olmalı :)

Peki bu Gangnam Stili ne ola ki? Gangnam dost ve kardeş ülke Güney Kore'nin başkenti Seul'de bir semt. Üst tabaka ve varlıklı kesimin ve de büyük miktarda varlıklı olunca kendini klas oldu sanan şahsiyetin yaşadığı bu semtin sakinleri bizdeki tiki kavramına denk gelen bir stile sahipler. Yani Gangnam Stili tiki gibi birşey kısacası.

Aşağıda Gangnam Style'ın YouTube videosu var. Parçanın sözleri için şu linki ziyaret edin Gangnam Style Sözleri (İngilizceye çevrilmişi).

Gangnam Style - Dikkat! Bağımlılık yaratabilir!

Eylül 2012 itibarı ile çeşitli ülkelerde dünyayı kasıp kavuran bu şarkının dans stillerini sergileyen flash moblar görülmeye başlandı. Ayrıca şarkının oldukça başarılı parodileri internete düştü: Örneğin Hongdae Style (Seul'ün bu bambaşka semti ise öğrenci yaşam tarzı ile ünlü) ya da Gundam Style.



Gundam Style - Gangnam Style parody

Aşağıda ise PSY ile orjinal klipte de oynayan Koreli afet Kim Hyun-a düeti var.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Altın fiyatları ons başına 2000 doların uzerine çikabilir

Swiss Asia Capital'ın Singapur merkezli Yatırım Şefi Juerg Kierner altın fiyatlarının 24% artarak ons başına 2000 doların üzerine çıkabileceğini belirtti. "Altın kredi riskinden bağımsız bir yatırım aracı olarak her yatırım portföyünün bileşenlerinden biri olmalı. Burada asıl soru portöyün ne kadarının altın yatırımına ayrılması" diyen Kierner, "bazıları için bu oran sıfıra yakın iken birçok yatırımcı için %1'in altında. Bizce yatırımcılar portföylerinde altına ayrılan oranı arttırmalılar" dedi.

Altın fiyatları her ne kadar şu an 2012 tepe noktasından yüzde 10 aşağıda olsa da son 11 yıl boyunca her sene artış gösterdi ve 2012'yi de 2011'e göre mutemelen artış ile kapayacak. Şu an hala devam etmekte olan 2008 başlangıçlı ekonomik kriz temelinde yarın ne olduğu düşünülmeden delice basılan kağıt paranın (fıat money) krizi olduğu için altın fiyatları yükselme eğiliminde:

"Altın fiyatları perşembe günü, Merkez Bankalarının ekonomiyi canlandırmak için daha fazla para basacağı beklentisi ile seviyelerini korusa da Amerikan ekonomik verilerinin iyi ve kötü verilerin karışımı olmasından dolayı ABD Merkez Bankasının hemen harekete geçmeyeceği düşüncesi fiyatların yükselmesini engelledi. 
Altın fiyatları geçen Temmuz ayında ABD ve Avrupa Merkez Bankaları ekonomiyi canlandırmak için para basacak beklentisi ile 1600 Dolar seviyesini geçse de ABD'den verilerin 'yeterince' kötü olmaması dolayısı ile bu beklentilerin hemen geröekleşmeyeceği düşüncesi ile fiyatları dar bir bantta hareket etmekte.  
Daha fazla para basılması, enflasyon korkusu yaratacğı ve elde altın tutmanın fırsat maliyetini düşüreceğinden altın fiyatlarını yukarı taşıyacaktır."
Kaynak (İngilizce): Speculation over ECB, Fed action on growth lifts prices


26 Ağustos 2012 Pazar

Melodik rock grubu Gölge Hayat'ın ilk albümü 1 Eylül 2012 de piyasada olacak

Gölge Hayat 2009 yılında Taylan Dedeoğlu (gitar) ve Barış Bal (vokal) tarafından kurulan, klavyede Koray Alarslan ve bas gitarda Berk Evren'ın bulunduğu bir melodik rock grubu. Gelecek cuma günü ilk albümlerini ve video kliplerini yayınlayacaklar.

Albüm çıkana kadar hergün kısa bir video yayınlıyorlar. Bir de bana sor cover'ları oldukça güzel olmuş.


Gölge Hayat - Bir de bana sor cover

Neil Armstrong

Bugün Amerika için büyük, insanlık için dev bir kayıp yaşadik. Aya ilk ayak basan insan olan Apollo 11 gorevinin kaptanı Neil Armstrong 82 yaşında vefat etti. Ailesinin yaptığı açıklamaya göre Neil Armstrong kalp bypass ameliyatı sonucu oluşan komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetti.

Cekirdekten muhendis ve test pilotu olan 1930 dogumlu Neil Armstrong'un hayati 1958 yilinda Man In Space Soonest programina katilmasi ile tamamen degisir. Astronot olmak icin doldurdugu basvuru formunu kapanistan 1 hafta sonra gondermesine ragmen arkadasi Dick Day'in gec ulasan formu kimseye caktirmadan diger formlarin arasina koymasi ile 43 yil once 38 yasinda iken Michael Collins ve Buzz Aldrin ile beraber aya ucuslarina varacak surec baslar. Armstrong'u bu görev için biçilmiş kaftan yapan özelliği mütevaziliği, cesareti ve yakışıklılığının yanında en belirgin karakter özelliklerinden biri olan soğukkanlılığıdır. Ay öncesi programlarda 2 kere ölümle burun buruna gelir. Bir keresinde dikey iniş testlerini yaptığı araç yan yatar ve yerden sadece 60 metre yükseklikte araçtan fırlatma koltuğu ile kaçarak ölümden döner. Bu olayın hemen ardından da hiçbirşey olmamış gibi masasına gidip dökümanlarla uğraşır. Daha sonra yaptığı bir röportajda "yapılacak çok iş vardı" der. "Az daha ölüyordun ama" diye soran gazeteciye de "ölmedim ama değil mi?" diye cevap verir.

Apollo görevi sonrasında basına verdiği az sayıdaki ropörtajlardan birinde (diğer astronotlarla beraber Appollo görevinin 30. yıldönümünde) söyle demiştir:

"Benim görüşüme göre Apollo 11 görevinin en büyük başarısı, insanlığın sonsuza dek bu gezegene zincirli olmadığını ve daha ötesine gidebileceğini göstermiş olmasıdır".

Eskiden Müslüman dünyada Neil Armstrong'un ayda iken ezan sesi duydu ve daha önce Mısır'da da ezan sesi duyduğundan sesin ne olduğunu bildiği bu nedenle de Müslüman olduğu söylentisi dolanırdı. NASA'nın yer ekibinden müslüman bir bilim adamının Appollo 11 programında yanlarında götürsünler diye verdiği Fatiha Suresi ve daha sonrasında astronotların basına "Yanımıza İncil'den başka Kuran'dan da bir bölüm aldık" demeleri bu söylentinin kaynağıdır. Daha sonra Armstrong 80'lerin başında dolaşıma giren bu söylentiyi "umarım bu hiçbir inanca saygısızlık olarak algılanmaz ama ben Müslüman değilim" diyerek yalanlamıştır. 
 
90'ların sonunda Neil Armstrong ile ilgili  tamamen uydurma olan başka bir efsane ile bitirelim: Derler ki, Neil Armstrong aya ayak basıp o meşhur "bir insan için küçük, insanlık için büyük bir adım" sözünü söyledikten sonra bir de "İyi şanslar Mr. Gorsky" demiş. Dönüşte bunun ne anlama geldiğini soranlara da doğru dürüst bir cevap vermemiş. Aya ayak basışından 26 yıl sonra bir ropörtajda ise bu "iyi şanslar" olayını sonunda açıklamış: Artık Mr. ve Mrs. Gorsky hayatta olmadıklarında açıklayabilirim. Neil küçük bir çocukken kardeşi ile arka bahçede beysbol oynuyormuş. Komşusunun yatak odası penceresinin hemen altına kaçan topu alırken ise Mrs. Gorsky'nin şu sözlerine kulak misafiri olmuş: "Oral seks? Oral seks mi istiyorsun? Ne zamanki komşunun oğlan aya çıkar o zaman sen de bende oral seks alırsın!"
 
23 Ağustos 2012 Perşembe

Japon Eşek Şakası: Keskin Nişancı

Gizli kamera şakalarının eşek şakası kategorisinde sanırım kimse Japonların eline su dökemez. Adamların birbirinden komik eşek şakaları içinde benim en favorim "keskin nişancı" şakası. Aşağıdaki videoda da göreceğiniz gibi şakanın kurbanı Japon insanı bir görüşme için orada olduğunu düşünen bir genç. Diğer herkes ise şakanın aktörü. Görüşmenin orta yerinde bir keskin nişancı odadaki herkesi teker teker "öldürüyor". Korkudan tarumar olan kurban ise hayatının şoku işe başbaşa. Şaka patlamalar ve kan efektleri ile oldukça gerçekçi.

Eşek şakası birinci kurban

Eşek şakası ikinci kurban