Kavala hakkında çok şey duymuş olsak da, Selanik'e sadece 2 saat uzakta olduğu için, bu şehri hep es geçmiştik. Sonunda geçen Ekim’de kısa bir tatilde Kavala’yı da bir geceliğine ziyaret ettik.
Şehrin tarihi hakkında fazla bir şey öğrenmemiş olsam da, hızlı bir araştırma beni birkaç yüzyıl önce bu şehri kurup, Neapolis (yeni şehir) adını veren Thassian’lara (Taşoz adasında yaşayan insanlar) götürdü. Yunanistan’ın şimdiki en eski şehirlerinden biri olduğu düşünüldüğünde büyük bir çelişki! Eski ama hala güzel.. Devam edelim.
Eski Kavala, aşağısında bir liman ve tepesinde bir kale bulunan tepenin eteklerine yerleşmiş. Yeni bölgeler çoğu büyük otel gibi, (benim kaldığım Otel Esperia da dahil) sahil şeridine yerleşmiş. Şehrin ana ilgi çeken noktaları eski şehrin küçük sokakları ve sahil yoluna paralel olan bazı sokaklar.
Şehirdeki en önemli tarihi anıtlar; Bizans döneminde inşa edilmiş ve Osmanlı imparatoru Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, büyük su kemeri ve yarımadanın çok iyi bir manzarasını yakalayan Kavala Kalesi. Ayrıca, şimdi otel olarak kullanılan Osmanlı dönemine ait en büyük yapılardan İmaret ve Macar bir tüccar tarafından 1895’te inşa edilmiş Belediye binası da bulunuyor. Yürümeniz gereken yolu göstermek için işaretler ve tabelalarla birlikte önünde durduğunuz sokaklar ve binalar hakkında bilgiler veren tabelalar da bulunuyor. Bir gün boyunca bu yol üzerindeki çoğu yeri ziyaret edebilir ve aralarda lezzetli Yunan yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Güneşin batışını Kavala Kalesi’nin tepesinden izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Gördüğüm en harika gün batımlarından biri. Şehirdeki yürüyüşü bitirdikten sonra, limanda harika bir yemek yeme vakti. Liman kıyısında bulunan birçok restoranın tadını çıkarabilirsiniz. Biz (Hotel Esperia’daki kibar resepsiyonistimizin de yardımıyla), Plateia Karaoli ve Dimitriou’nun köşesindeki Panos&Zafira’yı seçtik. Yunan mutfağının birçok örneğini çok uygun fiyatlardan bulabildik.
Sabah güneş bizi ısıtmaya tekrar başlarken, bir kafede sakin denizi izleyerek iyi bir Yunan kahvesi içtik. Thessaloniki’den buraya gidiş geliş olarak düzenli otobüs seferleri var. Kavala’dan aynı zamanda, Taşoz Adası’na da gidebiliyorsunuz.
Kabul etmem gerekir ki Yunan yemekleri en az Türk yemekleri kadar güzel. Biraz benzerlik bekliyordum ama bu kadar da değil!
Hava bize izin vermedi ama eminiz plajlar bize daha sıcak bir dönemde, bu tertemiz ve sakin ortam içinde çok hoş bir yüzme imkânı sağlardı. Yazları buranın çok kalabalık olduğunu duydum ama yaz sonu, Eylül diyelim, burayı ziyaret etmek için mükemmel bir seçim olurdu.
Bu güzel şehir hakkında son bir not: Kavala pastaneleriyle ve ismini şehirden alan özel bir kurabiyesiyle ünlü. Arkadaşlarınız için biraz almaktan çekinmeyin..
Eğer Kavala’yı ziyaret etmek ve Kavala’da kalmak istiyorsanız, Yunanistan Kavala otelleri sayfamıza bir göz atın.
Şehrin tarihi hakkında fazla bir şey öğrenmemiş olsam da, hızlı bir araştırma beni birkaç yüzyıl önce bu şehri kurup, Neapolis (yeni şehir) adını veren Thassian’lara (Taşoz adasında yaşayan insanlar) götürdü. Yunanistan’ın şimdiki en eski şehirlerinden biri olduğu düşünüldüğünde büyük bir çelişki! Eski ama hala güzel.. Devam edelim.
Eski Kavala, aşağısında bir liman ve tepesinde bir kale bulunan tepenin eteklerine yerleşmiş. Yeni bölgeler çoğu büyük otel gibi, (benim kaldığım Otel Esperia da dahil) sahil şeridine yerleşmiş. Şehrin ana ilgi çeken noktaları eski şehrin küçük sokakları ve sahil yoluna paralel olan bazı sokaklar.
Şehirdeki en önemli tarihi anıtlar; Bizans döneminde inşa edilmiş ve Osmanlı imparatoru Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, büyük su kemeri ve yarımadanın çok iyi bir manzarasını yakalayan Kavala Kalesi. Ayrıca, şimdi otel olarak kullanılan Osmanlı dönemine ait en büyük yapılardan İmaret ve Macar bir tüccar tarafından 1895’te inşa edilmiş Belediye binası da bulunuyor. Yürümeniz gereken yolu göstermek için işaretler ve tabelalarla birlikte önünde durduğunuz sokaklar ve binalar hakkında bilgiler veren tabelalar da bulunuyor. Bir gün boyunca bu yol üzerindeki çoğu yeri ziyaret edebilir ve aralarda lezzetli Yunan yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Kavala Tarihi Merkezi |
Sabah güneş bizi ısıtmaya tekrar başlarken, bir kafede sakin denizi izleyerek iyi bir Yunan kahvesi içtik. Thessaloniki’den buraya gidiş geliş olarak düzenli otobüs seferleri var. Kavala’dan aynı zamanda, Taşoz Adası’na da gidebiliyorsunuz.
Kabul etmem gerekir ki Yunan yemekleri en az Türk yemekleri kadar güzel. Biraz benzerlik bekliyordum ama bu kadar da değil!
Hava bize izin vermedi ama eminiz plajlar bize daha sıcak bir dönemde, bu tertemiz ve sakin ortam içinde çok hoş bir yüzme imkânı sağlardı. Yazları buranın çok kalabalık olduğunu duydum ama yaz sonu, Eylül diyelim, burayı ziyaret etmek için mükemmel bir seçim olurdu.
Antipaxoi |
Eğer Kavala’yı ziyaret etmek ve Kavala’da kalmak istiyorsanız, Yunanistan Kavala otelleri sayfamıza bir göz atın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder